Ünlü ressam Adem Başpınar ile yaptığımız
söyleşide, sanat yolculuğu hakkında keyifli
bir sohbet gerçekleştirdik.
Başpınar, eserleri ve sanat yaşamını bizimle
paylaştı.
Adem Başpınar
Sanat Yolculuğu
1975 yılında Malatya’nın Arapgir ilçesinde
doğdum. Çocukluğumun geçtiği
coğrafyanın doğal güzellikleri, renkleri ve
dokusu sanatımın ilk kıvılcımlarını ateşledi.
1994 yılında İstanbul Anadolu Güzel
Sanatlar Lisesi’nden mezun olduktan sonra,
sanat eğitimime Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi’nde devam ettim.
Neşe Erdok ve Özdemir Altan gibi usta
isimlerin atölyelerinde çalıştım.
2005 yılında İstanbul Devlet Opera ve
Balesi’nde sahne ressamı olarak başladığım
meslek hayatı, sanatıma disiplin ve çok
yönlülük kattı. Sahne dekorları tasarlarken
mekan algımı ve ışık kullanımını
derinleştirdim. Tüm bu deneyimler,
resimlerimde mekansal kurgulara ve
atmosfer yaratımına yönelik güçlü bir zemin
oluşturdu.
Sanat yolculuğum boyunca çok sayıda
karma sergide yer aldım ve eserlerim birçok
yarışmada ödüle layık görüldü. 2015 yılında
Ümraniye Belediyesi Resim Yarışması’nda
birincilik ödülü kazandım ve 2016 yılında
Eskişehir Valiliği’nin düzenlediği “Yunus
Gibi” Resim Yarışması’nda mansiyon
ödülüne layık görüldüm. Eserlerimi
Türkiye’nin farklı şehirlerinde
sanatseverlerle buluşturma şansı elde
ettim.
Sanatımda gerçekliği hayal gücüyle
harmanlayarak özgün bir atmosfer
yaratmayı amaçlıyorum. Resimlerimde açık
ve soyut mekanlar içerisinde yer alan
figürler, ait olma duygusunu ve geçiciliği
simgeler. Kübik formlar ve deformasyonla
zenginleştirdiğim bu figürler, adeta birer
heykele dönüşerek zamansızlık hissi
uyandırır. Mekan ve zaman kavramlarını
işlerken onları sınırlamaktan ziyade yaymayı
tercih ederim.
Sanatım, insanın sosyal yaşantılarına,
inançlarına ve duygularına bir ayna tutmayı
hedefler. İnsan figürlerini hayali ve düşsel
unsurlarla yeniden yorumlayarak yaşamı
irdelemeye çalışırım. Beni klişelerden uzak
tutan bu yaklaşım, aynı zamanda sanatıma
özgün bir derinlik kazandırır. Dekoratif
unsurlar yerine, yaşamın acı ve sevinçlerini
resimlerime yansıtarak insanı ulvi bir
bağlamda ele almayı tercih ederim.
Eserlerimde mekana, zamana ve insana dair
sorular sormak benim için vazgeçilmez bir
arayış. Geçmişin mirasını omuzlayarak yeni
ve özgün bir alan yaratmaya çalışıyorum.
Felsefeden ve sanatın her dalından
beslenerek kendimi sürekli yeniliyorum.
Sınırları aşmak, sonsuz bir mekansallık
yaratmak ve izleyiciyi bu derin yolculuğa
davet etmek sanatımın temel amacıdır.